27 Aralık 2011 Salı

''Uğruna soyunabileceğin insanlar için giyin''




Barbaros Şansal bugün Hacettepe Üniversitesi'nin konuğuydu.Organizasyonu düzenleyen Hacettepe Tasarım Topluluğu başkanı Gökçe Altunkaya'ya ve emeği geçen herkese milyonlarca teşekkür eder,bolca öperim.

Konuşurken hipnoz edebilme yeteneğine sahip nadir insanlardan Barbaros Şansal.Düşünceleri kulaklarınıza hitap etmiyor aslında daha çok tümüyle içine alıyor sizi.Sadece dinlemek mümkün değil diyebilirim.Dinlerken koklamaya,hissetmeye,tat almaya,düşünmeye başlıyorsunuz.Farkındalık yaratıyor kısacası.

"Biraz kötü tat, kırmızıbiberin hoş bir sıçraması gibidir. Hepimizin kötü bir tadın sıçramasına ihtiyacı vardır. Bu candan, içten, sağlıklı ve fizikseldir. Karşı olduğum ise tatsızlıktır.’’ Diana Vreeland
Anlıyor musunuz?İyi ya da kötü,sert ya da yumuşak,acı ya da tatlı yaşananların farkında olmadıkça tat alamıyoruz ve tatsızlık ifade bile edemediğim bir şey.

Barbaros Şansal'a baktığımda görebildiğim o kadar fazla şey vardı ki.Yaramaz bir çocuk gibi yaptığı yaramazlığın insanlar tarafından 'yaramazlık' olarak tanımlanması umurunda bile değil.Birileri tarafından durdurulmaya çalışıldıkça daha çok üstüne gidiyor.Yaptıklarının bilincinde ve inanılmaz keyif alıyor.

Beyaz'ın hep ölümün rengi olduğuna inanırdım.Ölüm geldiğinde beraberinde getirdiğine inanılan ve hep bahsi geçen ışık benim için beyaz demekti.Bugün beyaz neyin rengidir sorusuna sessizce ölüm cevabını verdim birinin daha benimle aynı fikirde olmadığına inanarak.Onun ağzından da aynı düşünceleri duymak bana gerçekten iyi hissettirdi.Küçük bir fikirdi ama anlayanı vardı işte.

Genelinde sessizce dinlemeyi tercih ettim.İsteğim ondan daha fazla şey alabilmekti,daha fazla anlayabilmekti.Düşüncelerinin,yaşadığı o keyifin kaynağını çözebilmekti.Fazlasıyla etkilendiğimi söyleyebilirim.İnsan etkilendiğini,bir şeyleri tekrar düşünmeye çalıştığında anlıyor.Her zaman olan biten şeylere bakıp da görebildiğinde.

Gelelim gözlerimin önüne Barbaros Şansal tarafından dikilen panoya.Büyük puntolu,rengi kırmızı harflerle 'Ugruna soyunabilecegin insanlar icin giyin' yazıyor üzerinde.

Ben hiç elbise giymem aslında.Giydiğim hiçbir elbisenin de nereden açılacağı asla belli değil.Öyle de olmalıymış,olmalı.Ben istedikçe olmalı.

Bugün hafifledim.Siz de hafifleyin diye;

''Kamburlarınızı,donanıma dönüştürün.''



 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder